">
18 Ocak 2011 Salı
Çocuklarda utangaçlığın nedenleri nelerdir?
UTANGAÇ ÇOCUK
Utangaç Çocuk
Utangaç çocuklar yeni bir kişiyle tanışmak veya başkasının önünde konuşmak gibi durumlarda odak noktası oldukları takdirde gergin ve endişeli hissederler. Genellikle bir aktiviteye katılmak yerine köşede kalıp izlemeyi tercih ederler. Çoğu çocuk zaman zaman utangaç hissedebilir fakat bazılarının hayatı bu durumdan çok fazla etkilenir.
Utangaç çocuklar yeni bir kişiyle tanışmak veya başkasının önünde konuşmak gibi durumlarda odak noktası oldukları takdirde gergin ve endişeli hissederler. Genellikle bir aktiviteye katılmak yerine köşede kalıp izlemeyi tercih ederler. Çoğu çocuk zaman zaman utangaç hissedebilir fakat bazılarının hayatı bu durumdan çok fazla etkilenir.

Utangaçlığın Olumsuz Etkileri Çocuğun arkadaş çevresi kısıtlanır.
Diğer çocuklarla iletişim kurmasına olanak sağlayan spor, dans, müzik gibi eğlenceli aktivitelere katılımı azalır.
Yaşadığı sıkıntının etkisiyle yeteneklerini fark edip bunlara ulaşma becerisi azalır.
Yalnızlık ve değersizlik hisleri artar ve özgüveni azalır.
Utangaç çocuğun sosyal becerilerini geliştirme ve uygulama olanakları azalır.
Kaygı düzeyi çok yükselir.
Utangaçlık hem çocuklara hem de ebeveynlerine sıkıntı yaratan bir durumdur. Erken yaşamlarında bu sıkıntıyla başetmeleri için ebeveynlerinden yeterli destek alan çocuklar için utangaçlık aşılması zor bir durum değildir.
Sosyal Fobisi Olan Çocuk Sosyal fobisi olan çocuklar diğer insanlar tarafından alay edileceğine veya olumsuz değerlendirileceğine dair şiddetli bir korku yaşarlar. Çoğu zaman yanlış birşey söylemekten ya da yapmaktan korkarlar. Başarısız oldukları takdirde diğer insanlar tarafından reddedilebileceklerinden korkarlar. Korkulan bir durumla karşı karşıya gelindiğinde sosyal fobisi olan çocuklar kalp atışlarının hızlanması, terleme, titreme, sık tuvalete gitme gibi değişik fiziksel belirtiler gösterebilirler. Bazen bu semptomlar ve başka insanların bunları fark edip, kendileri hakkında kötü düşüneceği korkusu, sosyal fobisi olan çocuğun odak noktası olabilir.
Sosyal fobi çocuğun aktivitelerini kısıtlayan bir durumdur. Korktuğu durumla karşı karşıya gelmemek için kaçınma davranışı gösterir. Korktuğu durumla karşı karşıya gelmeyi göze aldığında ise yoğun kaygı hisseder. Bu durum sonrasında hoş olmayan duyguları devam eder çünkü insanların kendisi hakkında ne düşünüp ne yorum yaptığı ile ilgili endişelenmeyi sürdürür.
Çocuğunuzda Sosyal Fobi Olduğunu Nasıl Anlarsınız?

Bunun gibi durumlarda endişeli, ağlamaklı, huysuz, donakalmış gibi görünüyor mu?
Korktuğu durumlardan kaçınıyor mu? Kaçınmıyorsa böyle durumlarda yoğun endişeli ve huzursuz görünüyor mu?
Bu korkular günlük aktivitelerine ve arkadaşlarıyla olan ilişkilerine engel oluyor mu?
Bu durum çocuğunuzda en az altı aydır devam ediyor mu?
Kalp atışlarının hızlanması, terleme, titreme, sık tuvalete gitme gibi fiziksel belirtiler gösteriyor mu?
Eğer çocuğunuz tanıdığı insanlarla ilişki kurabiliyor fakat tanımadığı insanlarla (yaşıtları dahil) olan ilişkisinde yukarıdaki sorularda evet cevabını karşılayacak belirtiler gösteriyor ise çocuğunuzda sosyal fobi olabilir.
Utangaçlık ve Sosyal Fobiye Sebep Olabilecek Durumlar
Genetik Yatkınlık Ailesinde utangaç ya da sosyal fobi özellikleri gösteren kişiler olan çocukların benzer sıkıntılar gösterme olasılığı artar.
Öğrenilmiş Davranışlar Çocuklar, anne ve babalarını model aldıkları için onların davranışlarını taklit ederler. Utangaç ebeveyn, çocuğuna davranışları ile utangaçlığı öğretir. Böyle ailelerde başkalarının görüşlerine fazlaca önem verildiği ve bu düşünme tarzının büyüme çağındaki çocuklarda sürekli vurgulandığı görülmüştür.
Kişilik Yapısı Yapılan araştırmalarda duygusal olarak hassas, endişeli ve sık olarak irkilme, korku yaşayan bebeklerin büyüdükleri zaman sosyal endişelerinin de yüksek olabileceği görülmüştür.
Aile İlişkileri Ebeveynlerine sağlıklı bağlılık geliştiremeyen, ailelerinde tutarsız ilişki kurma paternleri olan ve kendileri de tutarsız bakım almış olan çocukların utangaçlık veya sosyal fobi özellikleri gösterme riski daha fazladır.
Sosyal Etkileşim Eksikliği Yaşamlarının ilk yıllarında diğer insanlardan izole yaşamış çocuklar diğer insanlarla kolay iletişime geçmelerini sağlayacak sosyal becerilere sahip olmayabilirler.
Başarısız Olma Korkusu Yapabileceklerinin üzerinde beklentiler için çok fazla baskı görmüş ve bu beklentileri karşılayamadıklarında başarısızlıkları sıklıkla vurgulanmış çocuklarda başarısız olma korkusuna bağlı olarak utangaçlık ve sosyal fobi özellikleri görülebilir.
Sert Eleştiriler Yaşamlarındaki önemli kişiler tarafından (ebeveynler, kardeşler, yakın akrabalar, arkadaşlar veya öğretmenler) alay edilmiş veya sıkça olumsuz eleştiriler almış olan çocuklar utangaçlık veya sosyal fobi özellikleri gösterebilirler.
Aileler Ne Yapabilir?
Çocuğunuzu `utangaç` veya `sosyal fobi` olarak etiketlememeye dikkat edin. Unutmayın ki kişiler yaşamları boyunca başkaları tarafından kendilerine yakıştırılan sıfatlara uygun olarak yaşamayı sürdürürler.
Çocuğunuzun sıkıntı yaşadığı durumlarda hiçbir zaman onu eleştirip, alay etmeyin. Destekleyici ve anlayışlı olmaya çalışın.
Yaşadığı bu sıkıntısı ve korktukları hakkında çocuğunuzu konuşmaya teşvik edin.
Çocuğunuza sizin de benzer sıkıntılar yaşadığınız zamanları ve nasıl başettiğinizi anlatın. Çocuklar ebeveynlerini mükemmel olarak gördükleri için kendi utangaçlığınızı kabul etmeniz onun iyi hissetmesine sebep olur ve endişesi azalır. Kullandığınız belli baş etme stratejilerini paylaşın ve beraber uygulayın.
Dışa dönük olmaya çalışın. Kendinden güvenli davranışınızla ona model olun. Onu da dışa dönük olmaya teşvik edin. Zor bir durumla baş edebildiğinde onu takdir edin.
Çocuğunuza utangaç olmamanın avantajlarından bahsedin ve kendi hayatınızdan örnekler verin.
Çocuğunuzla hedefler belirleyin. Çok küçük adımlarla bu hedeflere ulaşmaya çalışın. Unutmayın ki adımlar küçük olursa çocuğunuz bu adımları daha kolay başaracak ve başarabildiğini gördükçe motivasyonu daha da artacak (örneğin, yabancı bir çocuğa merhaba diyebilmek ilk adımı olabilir).
Çocuğunuzu sıklıkla yeni ortamlara götürün. Küçük adımlar atmaya devam edin. Örneğin, yabancı birisine selam verirse bu başarısını ödüllendirin.
Utangaçlık söz konusu olduğunda ebeveyn desteği çocuğun yaşadığı sıkıntıyla baş etmesini sağlar ve yeterli destek ile çocuk bu problemini aşabilir. Fakat sosyal fobi söz konusu olduğunda sadece aileden alınan destek yeterli olmayabilir, bir uzmandan yardım almak önemlidir. Sosyal olarak endişe yaşayan çocukların profesyonel yardım almadıkları takdirde ileride depresyon veya madde kullanımı gibi riskler taşıdıkları bilinmektedir
UTANGAÇ ÇOCUKLAR İÇİN NELER YAPILABİLİR?

Utangaç çocuklar için neler yapabilirsiniz?Utanmak her insanda bulunan bir duygudur, ancak kimi insan bu duyguyu hayatında fazlasıyla yaşarken kimi insan ise çok nadir bu duyguyu yaşar. Bu duyguyu oldukça yoğun yaşayan insan hayatlarının bu duygu çerçevesinde şekillendirir ve ona yaşamaya başlar. Bu durumun sonucunda bu kişiler toplumdan soyutlanmaya başlar ve kendi iç dünyalarına çekilirler.[Image]Utanmak her insanda bulunan bir duygudur, ancak kimi insan bu duyguyu hayatında fazlasıyla yaşarken kimi insan ise çok nadir bu duyguyu yaşar. Bu duyguyu oldukça yoğun yaşayan insan hayatlarının bu duygu çerçevesinde şekillendirir ve ona yaşamaya başlar. Bu durumun sonucunda bu kişiler toplumdan soyutlanmaya başlar ve kendi iç dünyalarına çekilirler.
Çocuklara erken yaşlarda kazandırılan sosyal becerilerle çocukların utanma duygularını azaltabiliriz. Ancak unutmamalıyız ki, utangaçlık hayat boyu devam eden bir duygu, bu nedenle utanma problemi için yapacağımız her türlü tedavi ve destekleme bu problemi ortadan kaldırmamıza yaramaz sadece duygunun yoğunluk seviyesini azaltmaya yarar.
Peki anne ve babaların bu problemi çözmedeki rolleri ne? Anne ve babalar çözüm yolundaki en etkin kişiler olarak karşımıza çıkarlar. Çünkü uzmanlara göre çocuğun utanma duygusunu azalmadaki en önemli faktör çocuğun yakın çevresinde bulunan ve kendisine model olacak insanlar. Anne ve babalar çocuklarına model olmak konusunda bu nedenle önemli rollere sahipler.
Neler yapabilirsiniz?
● Çocuğunuzu sosyal paylaşımların çok olduğu aktivitelere yönlendirin. Bu aktiviteler grupça yapılan spor aktiviteleri, resim veya dans çalışmaları ya da kendi ilgi alanlarına uygun çeşitli kurslar olabilir. Ancak çocuğunuzu bu tip aktivitelere yönlendirirken unutmamanız gereken en önemli şey onları katılmaları için zorlamamanızdır. Çocuk aktiviteye katıldıktan sonra onunla aktivite hakkında konuşmaya çalışın, sorular sorarak aktivite esnasında neler hissettiğini anlamaya çalışın.
● Çocuğunuza utanma duygusunu konu alan kitaplar okuyun, daha sonra kitaptaki karakterin duyguları hakkında konuşun. Çocuğunuza kendisinin de bazen aynı hisleri hissedip hissetmediğini sorun. Eğer hissetmişse o nasıl bu duygularla başa çıkarmış onu öğrenin. Kitaptaki karakter utanma duygusunu engellemeye çalışıyorsa onun yaptığı şeylerden konuşabilirsiniz.
● Herhangi bir iş yaparken yardıma ihtiyaç duyarsanız çocuğunuzdan yardım isteyin. Çocuğunuz size yardım ettikten sonra ona yardımı için teşekkür edin ve yardım etmiş olmasının sizin için ne kadar değerli olduğundan bahsedin. Çocuk böylelikle yaptığı şeylerin önemsendiğini görecek ve kendine olan güvenini arttıracaktır.
● Çocuğunuzu evcilik ya da drama oyunları oynamaya teşvik edin. Gerekirse siz de onun oyununa katılın ve oyununu zenginleştirmeye çalışın. Bu tip oyunlarda çocuklar farklı roller üstlenip küçük oyunculuk deneyimleri yaşarlar. Farklı roller üstlenip onlar gibi davranmak çocuğa farklı bir sosyal deneyim yaşatacağı için çocuğunuza utanma problemini yenmesinde yardımcı olacaktır.
● Çocuğunuza gerekli sosyal iletişim becerilerini öğretin, bazen çocuklar nerede nasıl davranmalarını bilmedikleri için çekingen ve utangaç davranabilirler. Özellikle çocuklar büyüdükçe bir sorun haline gelen bu problemin oluşmasını engellemek için çocuğunuz küçükken konu hakkında ona bilgi vermelisiniz.
● Çocuğunuz okula gidiyorsa veya sizin dışınızda biri de onunla ilgileniyorsa bu konu hakkında o kişiyle ya da öğretmeni ile konuşun ve onlarla problemin çözümü için beraber çalışın.
● Çocuğunuzu asla sosyal bir iletişim ortamına girmesi için zorlamayın, çocuğunuz isterse katılsın isterse katılmasın bu aktiviteye.
● Çocuğunuzu asla topluluk önünde utandırmayın, böyle bir durum çocuğunuzun psikolojisini oldukça olumsuz şekilde etkiler.
İDİL SEDA AK
17 Ocak 2011 Pazartesi
Çocuklarda utanma duygusu hangi yaşlarda başlar?
3-6 YAŞ COCUĞUN GELİŞİM ALANLARI
48 - 60 AYLIK ÇOCUKLAR İÇİN
PSİKOMOTOR GELİŞİM
• Çizgi üzerinde yürür.
• Çift ayakla belli bir uzaklığa atlar.
• Çift ayakla sıçrar.
• Geri geri çift ayak sıçrar.
• Tek ayak üzerinde sıçrar.
• Tek ayak üzerinde birkaç saniye durur.
• Ayak değiştirerek iner ç›kar.
• Topu kendisi sıçratıp yakalar.
• Topuk ve ayak ucuyla yürür.
• Dokuz blokla kule yapar.
• Modele bakarak yuvarlak ve kare şeklini çizer.
• Çeşitli şekiller çizer ve boyar.
• Boncuk, makarna vb. nesneleri ipe dizer.
SOSYAL - DUYGUSAL GELİŞİM
• Adını- soyadını ve yaşını bilir.
• Toplum içinde kendinden beklenen sosyal davranışları sergiler.
• Yetişkinlerin konuşmalarına katılır.
• Oyuncaklarını paylaşır.
• Grup oyunlarında yetişkinlerin liderliğini kabul eder.
• İzin ister.
• Bir sorunu olduğu zaman yard›m ister.
• Övülmekten hoşlanır.
• Kendinden küçüklere yard›m etmeye karşı isteklidir.
DİL GELİŞİMİ
• Kendisine verilen üç yönergeyi dinler ve yerine getirir.
• BirleŞik cümleler kullan›r.
• Resimdeki saçmalıkları açıklar.
• Zıt sözcükleri söyler.
• Konuşmalarında bağlaç kullanır.
• Konuşmalarında sözcüklerin olumsuz biçimlerini de kullan›r.
BİLİŞSEL GELİŞİM
• İnsan resmini 6 ögeyi içerecek şekilde çizer.
• 4 - 8 parçalı bul yapı tamamlar.
• 1'den 10'a kadar olan nesneler ile rakamlar aras›nda ilişki kurar.
• Nesneleri ortak özelliklerine göre ( taşıtlar, hayvanlar, büyük / küçük nesneler, ağ›r / hafif
nesneler vb.) sınıflandırır.
• 1'den 20'ye kadar ezbere sayar.
• 3'lü, 4'lü eşit setleri eşleştirir.
• İki yarım daireyi birleştirip tam bir daire yapar.
• Baştaki, sondaki ortadaki gibi mekansal konumlar› ay›rt eder.
• Bir olayı oluş sırasına göre sıralar.
• Model olunduğunda 10 küpten kule yapar.• Nesnelerin neden yapıldığını söyler.
• “Neden?” sorusuna cevap verir.
• Dokuları ayırt eder.
• 8 rengi isimlendirir.
• Renkleri tonlarına göre sıralar.
• Bazı paraları tanır ve isimlendirir.
• Kısa bir süre önce gördüğü resmi hatırlar.• Eksik resimleri modele bakarak tamamlar.
• Gösterilen resimle ilgili bir öykü anlatır.
• Öyküdeki 5 ana noktayı hatırlar ve tekrarlar.
• Neden-sonuç ilişkilerini kurar.
• Etkinliklere bağlı olarak günün hangi zaman›nda olduğunu söyler.
• Bir nesnenin diğerine göre ağır ya da hafif olduğunu söyler.
ÖZBAKIM BECERİLERİ
• Yardımla saçını tarar.• Giysisindeki büyük düğmeleri ilikler, çözer.
• Boyuna uygun bir askıya ceketini ya da hırkasını asar.• Ayakkabılarını bağlar ve fiyonk yapar.
• Ellerini ve yüzünü yardımsız yıkar.
• Dişlerini fırçalar.
• Sofra kurallarına uyar.• Yemekle ilgili araç gereçleri uygun kullan›r.
• Sofra kurmak gibi ev işlerinde yardımcı olur3-6 YAŞ COCUĞUN GELİŞİM ALANLARI
PSİKOMOTOR GELİŞİM
36-48 AYLIK ÇOCUKLAR İÇİN
• Yuvarlanmakta olan topa tekme atar.
• Atılan topu yakalar.
• Yerden zıplayan topu yakalar.
• Hareket halindeki büyük bir topu ayağı ile durdurur.• Parmak ucunda yürür.
• Ritme uygun dans eder.
• Plastik çivi tahtasına çivi takar - söker.
• Yuvarlak çizer.
• Verilen basit şekilleri makasla keser.
• Oyun hamuru gibi yumuşak malzemeleri kullanarak değişik şekiller oluşturur.
• Çeşitli malzemelerle baskı yapar.
SOSYAL - DUYGUSAL GELİŞİM
• Kendisi ile ilgili sorulan sorulara uygun cevaplar verir.
• Grup oyunlarına kat›l›r.
• Sırasını bekler.
• “Lütfen!”, “Teşekkür ederim.” gibi nezaket sözcüklerini kullan›r.
• Duygularını ifade eder.
DİL GELİŞİMİ
• Kendi kendine şarkı, şiir, tekerleme söyler.
• Yaptığı günlük işlerle ilgili olarak sorulan sorulara cevap verir.
• Konuşmalarında sıfatları kullan›r.
• Konuşmalarında kişi zamirlerini kullan›r.
• Konuşmalarında yer bildiren ifadeleri kullan›r.
• Konuşmalarında çoğul eklerini kullan›r.
• Neden, nasıl, kim gibi sorular sorar.
• İki olayı oluş sırasına göre anlat›r.
• Duygularını sözel olarak ifade eder.
BİLİŞSEL GELİŞİM
• “Büyük - küçük, az - çok, açık - kapalı, uzun - kısa” kavramlarını ay›rt eder.
•
• Bire bir eşleştirme yapar.
• Üç küple köprü yapar.
• 1'den 10'a kadar olan nesneler içinde istenen sayıdaki nesne ya da nesneleri gösterir.
• Eksik insan resmine kol ve bacak çizerek tamamlar.
• Renkleri tanır ve eşleştirir.
• Resmini gördüğü nesneyi tanımlar.
• Diz, dil, boyun, kol, parmak gibi beden parçalarını gösterir.
• Cinsiyetini ayırt eder.ÖZBAKIM BECERİLERİ
• Kendi kendine yemek yer.
• Düğmesiz ve bağs›z giysileri yardımsız giyer.
• Giysilerin önünü ve arkasını ay›rt eder.
• Gereksinim duyduğunda bağ›msız olarak tuvalete gider.
• Burnunu mendille siler.
• Kendine ait eşyaları toplar
16 Ocak 2011 Pazar
Utangaç çocuk üzerinde anne baba tutumları nasıl olmalı?
Genel bir gözlem olarak, anne-baba tutumları ile çocuklardaki psikolojik gelişme ve uyum arasında güçlü bir ilişki vardır. Bu nedenle, anne-baba tutumlarının, çocukların değişik toplumsal kaygı biçimlerinin gelişimi sürecinde etkili olduğu görülmektedir.
Anne-baba tutumları arasında demokratik yaklaşımda, çocuğun kişiliğine saygı gösterilir, bağımsız davranması ailesince desteklenir. Aileler, özgürce davranışı onaylanmakla birlikte çocuğun temel kurallara uymasını da bekler. Bu konuda yapılan birçok araştırma, utangaç kimselerin çoğunun, demokratik bir aile yapısına sahip olmadıkları görülmüştür.
Anne-baba tutumları arasında demokratik yaklaşımda, çocuğun kişiliğine saygı gösterilir, bağımsız davranması ailesince desteklenir. Aileler, özgürce davranışı onaylanmakla birlikte çocuğun temel kurallara uymasını da bekler. Bu konuda yapılan birçok araştırma, utangaç kimselerin çoğunun, demokratik bir aile yapısına sahip olmadıkları görülmüştür.

Demokratik Ailelerin Çocukları Utangaç Değil
İlgisiz bir ortamda yetişen çocuk ise, kendi kendine, tek başına bırakılmış demektir. Disiplin hem gevşek, hem tutarsızdır. İlgisiz anne-babalar, çocukta saldırganlık, özsaygı, öz denetim düşüklüğü gibi çok değişik sorunların ortaya çıkmasına da neden olurlar.
Otoriter tutum, anne-babalar tarafından kararlaştırılan kural ve isteklerin çok sıkı uygulanmasıdır. Bu tutumun temel niteliği, anne ve babanın çocuğa karşı gösterdiği baskıdır, önemli olan çocuğun anne-babaya itaatidir. Bu koşullarda yetiştirilen çocuklar daha kolay boyun eğen, otoriteye karşı çekingen kendilerinden güçsüzlere karşı saldırgan ve kural tanımayan bir kişilik geliştirebilirler.
Ağır ceza veren ve eleştiren anne-babaların, çocuklarının da utangaç ve sessiz olacaklarını saptamıştır. Çocuklarda aşırı denetim çocuklarda boyun eğmecilik ve utangaçlığa neden olabilmektedir.
Anne-babanın aşırı baskısı kadar aşırı koruyucu olması da çeşitli ruhsal bozukluklara yol açmaktadır. Aşırı koruma, çocuğa gerektiğinden fazla kontrol ve özen göstermektir. Bunun sonucunda diğer kimselere aşırı bağımlı, kendine güveni olmayan ve duygusal yönden kırılgan bir kişilik oluşturmaktadır. Ayrıca bu doğrultuda yetiştirilen çocukların yeterince girişimci olmadıkları, ileri yaşlarda bile koruyucu aradıktan, özgüvenleri zayıf, sorumluluk almaktan çekinen bireyler olabilmektedirler. [Image]
Çocukluktaki aşın koruyuculuk ile yetişkin yaşamdaki psikiyatrik bozukluklar arasındaki ilişkiyi. Utangaç bireyler üzerinde yapılan bir çalışmada da, utangaç bireyler utangaçlıklarının nedenlerinden biri olarak anne-babalarının aşırı koruyucu tutumlar göstermişlerdir. Utangaçlığın, anne-baba eleştirileri ile aşağılanma veya dışlanmanın sonucu olarak geliştiği gözlemlenmiştir.
Anne, çocuk eğitiminde daima önde gelen kişidir. Pek çok araştırma, çocuğun yakın sosyal çevresinin, özellikle de annesinin eğitim yoluyla desteklenmesinin önemini kanıtlamıştır. Annenin eğitim düzeyi düştükçe, çocuk yetiştirme tarzları yönünden olumsuz pek çok davranış gösterdikleri ve çocuğun özgür girişimlerinin engellendiği gözlenmektedir.
Çocuğa verilen ağır cezalar, yapılan eleştiriler ve çok aşırı denetim utangaçlığa neden olmaktadır. Annenin eğitim düzeyi yükseldikçe, aşırı denetimli anneliğin azaldığı, demokratik davranışın benimsendiği tutumların yaygınlaştığı; annenin eğitim düzeyi düştükçe, otorite, baskı, reddetme ve kısıtlanma tutumlarının arttığı görülmektedir.
Eğitim durumu düşük veya öğretim olanaklarından hiç yararlanmamış anneler, çocuk disiplinini baskı ve fiziksel ceza (özellikle dayak) uygulamaları olarak algılarken, eğitim durumu yüksek annelerin disiplin uygulamalarında daha eğitsel yöntemler tercih etmektedirler. Anne-babanın düzensiz ya da mutsuz yaşamları ya da birbirlerine ve çocuklarına karşı demokratik sayılmayacak baskıcı davranış yöntem alışkanlıkları, çocuk ve gençlerin gerek kişilerarası ilişkilerini, gerekse toplum içindeki yönelimlerini olumsuz biçimde etkilemektedir.
Sonuçta ezik, sıkılgan, çekingen ya da eylemsiz bir davranış yapısı gösteren utangaç kişilikleri nedeniyle gençler, özellikle ergenlik ve daha sonra da yetişkinlik dönemlerinde kendilerini yaşamı güçleştiren önemli kişilik sorunlar karşısında bulabileceklerdir.
Özellikle çocukluk ve daha sonra da ergenlik dönemlerinde anne-baba tutumlarının çocukların kişilik yapılan ve toplumsal davranış biçimlerinin oluşmasında sürekli yansımaları, etkileri olacağı için, utangaçlık gibi yaygın bir kişilik sorunu, eğitim-öğretim süreçlerinde önemle ele alınması gereken bir toplumsallaşma sorunsalı olarak görünmektedir.
Prof. Dr. Abide Güngör Aytar
Gazi Üniversitesi Çocuk Gelişimi Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi
Utangaç Çocuklarla Nasıl İletişim Kurulmalı?
Toplumsal etkileşim sürecinde önemli bir kişilik sorunu olarak ortaya çıkan utangaçlık, bireylerin toplum içinde düşünce ve davranış biçimleri ile daha özgür, yapıcı, üretken ve verimli işler görebilmelerinin önündeki psikolojik engellerden biri olarak üzerinde gerçekten durulması gereken bir konudur.
Yapılan araştırmalar, utangaç kimselerin kişilerarası sorunlar, yeni arkadaşlar edinmek gibi problemler yaşadıklarını göstermiştir. Bu sorunlar kaygı, çökkünlük, yalnızlık, girişim eksikliği ve görüşlerini açıklama güçlüğü, özsaygı ve özgüven eksikliği gibi sorunlara neden olmaktadır. Utangaç Çocukların Özellikleri
Utangaçlık genellikle çocukluk yıllarında başlar.
Yapılan araştırmalar, utangaç kimselerin kişilerarası sorunlar, yeni arkadaşlar edinmek gibi problemler yaşadıklarını göstermiştir. Bu sorunlar kaygı, çökkünlük, yalnızlık, girişim eksikliği ve görüşlerini açıklama güçlüğü, özsaygı ve özgüven eksikliği gibi sorunlara neden olmaktadır. Utangaç Çocukların Özellikleri
Utangaçlık genellikle çocukluk yıllarında başlar.
Erken yaşlarda başlayan utangaçlığın özellikle çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini şöyle sıralayabiliriz:
• Sosyal beceri eksikliği nedeniyle yalnızlık.
• Sosyal beceri eksikliği nedeniyle yalnızlık.
• Sosyal ortamlardan kaçınma, uzaklaşma.
• Girişim yoksunluğu.
• Duygularını açıklamak yerine aklama alışkanlığı ve
• Okul başarısızlığıdır.
Yapılan araştırmalarda utangaç öğrencilerin: Yeni düşünceler üretilmesine ve gönüllü çalışmaya ya da sorular sorulmasına karşı oldukları,
Sınıf arkadaşlarıyla etkileşimlerinde çoğunlukla çok az konuştukları,
Dans ve tiyatro gibi etkinliklerde daha çok yerlerinde oturmayı yeğleyerek sınıfta daha az gezindikleri ve diğer çocuklarla daha az konuştukları görülmüştür.
Utangaç çocukların; genelde öğretmene kişisel bir yakınlık göstermedikleri, kaygılı ve dikkatleri daha çok kendilerine yönelik olduğu için derslere de pek dikkat etmedikleri, kendilerini daha az akıllı olarak algıladıkları için bundan okul başarılarının da olumsuz yönde etkilendiği gözlenmiştir.
Yapılan araştırmalarda utangaç öğrencilerin: Yeni düşünceler üretilmesine ve gönüllü çalışmaya ya da sorular sorulmasına karşı oldukları,
Sınıf arkadaşlarıyla etkileşimlerinde çoğunlukla çok az konuştukları,
Dans ve tiyatro gibi etkinliklerde daha çok yerlerinde oturmayı yeğleyerek sınıfta daha az gezindikleri ve diğer çocuklarla daha az konuştukları görülmüştür.
Utangaç çocukların; genelde öğretmene kişisel bir yakınlık göstermedikleri, kaygılı ve dikkatleri daha çok kendilerine yönelik olduğu için derslere de pek dikkat etmedikleri, kendilerini daha az akıllı olarak algıladıkları için bundan okul başarılarının da olumsuz yönde etkilendiği gözlenmiştir.
UTANMA OLMALI, AMA DOZUNDA
Çocuğun sosyalleşmesinin ve dış dünyada uyum öğrenmesinin çekingen olması ihtimalini azaltmaktadır.
Tam tersine çocuğun kendisini ifade etmesine olanak tanıyan, ona ‘birey’ olarak değer veren, sınırlamaların ve yasakların belli bir düzeyde olduğu ortamlarda çocuk kendisini daha rahat ortaya koyabilecektir.
Utanma duygusunu ise dozunda öğrenmesi gerekir. Utangaç bir çocuk yetiştirmemek için yasaklamaların belirli bir düzeyde olması gerekir.
Çocuk utanma duygusunu çevreden öğrenir.
İki buçuk yaşlarından itibaren ödipal döneme giren çocuk iyi ve kötü gibi değerleri, yasakları içselleştirerek üst benlik geliştirir.
Çocuk içinde bulunduğu toplumun rollerine göre davranmaya başlar. Bulunduğu çevre şartlarının fazlasıyla yasaklayıcı, suçlayıcı, kısıtlayıcı olması çocukta katı üst benliğe neden olabilmektedir.
Çevreye daha fazla dikkat etmeye çalışır, ‘diğerleri’nin onun için önemi daha da artar ve her davranışından kendini sorumlu tutarak kendini suçlamaya başlar.
Nihayetinde çevreye karşı duyarlılığı arttığından konuşmasında ve davranışlarında çekimser olabilir.
Kınanma ve eleştiriye maruz kalma korkusu fazladır. Bu nedenle utangaç-çekingen bir tutum içine girebilir.
Tam tersine çocuğun kendisini ifade etmesine olanak tanıyan, ona ‘birey’ olarak değer veren, sınırlamaların ve yasakların belli bir düzeyde olduğu ortamlarda çocuk kendisini daha rahat ortaya koyabilecektir.
6 Ocak 2011 Perşembe
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Utangaçlığın Ve Çekingenliğin Çocuklar Üzerindeki Etkisi
Çocuğunuz utangaç, içine kapanık bir yapıyamı sahip. Bunun çocuğunuz üzerindeki etkileri nelerdir? Çocuğunuzu psikolojik olarak nasıl etkiler işte sorularınızın cevabı. Ailesi ve çevresinin etkisiyle çekingen ve utangaç bir yapıya sahip olan çocuklar ileride yeterince sosyalleşemiyor ve bu durum onların başarılarını büyük ölçüde olumsuz etkiliyor. Çocuğun bireysellik duygusunun gelişmesinde ve özgüvene sahip olmasında kuşkusuz en büyük görev anne-babalara düşüyor.
Çocuklar büyüdükçe özellikle onun her ihtiyacını sağlayan annesinden bağımsızlaşması gerekmektedir. Çocuğun bireyselleşmesini sağlayacak olan anne ya da ona bakan kişidir. Bazı ebeveynler çocuk büyüdüğü halde bunu görmekte zorlanır ve ona bebek gibi muameleye devam ederler. Bu da o çocukta özgüven eksikliğine neden olur. Bu da onların başarılarını olumsuz etkiler